25 Temmuz 2015 Cumartesi
KAZANAN ANTRENÖR HER ZAMAN HAKLIMIDIR?
Şu sıcak yaz günlerinde transfer dedikoduları arasında altyapı milli takımlarımızın turnuvalarda ki maçlarını izliyoruz. Altın jenerasyonumuz denilen U20-U19 ve U18 takımlarımızın uluslararası turnuvalarda takip etmeye çalışıyoruz. Gelecekte bu 3 jenerasyondan oluşan bir milli takımımız olacak. Bu neden ile bu çocukların oynadıkları oyun ve aldıkları sonuç geleceğimiz için çok önemli. Bizde bu sıcak günlerde plajda yada havuz kenarında okuyacağınız bir yazı kaleme almak istedik. Bu turnuvalar hakkında neler düşündüğümüzü bilmenizi istedik.
İlk turnuva U19 Dünya Şampiyonası oynandı. Dünya üçüncüsü olduk oynadığımız 7 maçın 6 sını kazandık. Kendi kıtamızdan rakibimiz olan İspanya ve uzaklardan bir rakip Avustralya galibiyeti değerli galibiyetlerdi. Üçüncülük maçında ev sahibi Yunanistan galibiyetini unutmuş değilim ancak bir gün önce Amerika'yı uzatmada elinden kaçıran Yunanistan bizim maça çıktığında hayali fener gibi idi.
Aldığımız madalyayı yada başarıyı küçümsemiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Fikstür gereği oynadığımız rakiplerimiz bizim basketbol yatırımlarımızın altımda. İspanya, Yunanistan ve Avustralya bizim yaptığımız yatırımlara yakın yatırım yapan ülkeler. Birde geçen yıl Avrupa Şampiyonu olurken yendiğimiz Hırvatistan takımından yarı final maçında 40 sayı fark yememiz kabul edilebilir bir durum değil.
Oynadığımız oyuna gelince bu takımı oluşturan oyuncular kendi takımlarında süre bulamadıkları için (Furkan Korkmaz ve Tolga geçim hariç) geçen yıl oynadıkları oyundan geriye gitmiş göründüler. Furkan Korkmaz kenardan gelip büyük katkı sağladı ve aldığımız derecede önemli pay sahibi oldu. Hepsi ile gurur duyduk ve teşekkür ederiz.
Ancak takım oyunu olarak veya milli takım sistemimiz derseniz malesef öyle bir şey göremedik. Bu üç takımda aynı sistem ile oynasalar yada oynamaya çalışsalar ve A milli takıma gelince hazır olsalar diye hayal kuruyoruz.
U20 Avrupa Şampiyonası'n da 10 maçta aldığımız 8 galibiyet ile turnuvayı üçüncü tamamladık. Sonuç odaklı baktığımızda kulağa gayet hoş geliyor. Ancak maçlarda ki oynadığımız analizlere bakarsak ne oynadığımız konusunda pek bir fikrimiz olmadı. Bu turnuvada da oyun sistemimzden çok bireysel yetenekler ile maçları kazandık. Bu turnuvada göze batan oyuncularımız Emircan Koşut, Okben Ulubay,Kartal Özmızrak ve Tolga Geçim oldu. Ancak bu oyuncuların geçtiğimiz yıllarda ki performanslarına bakınca oyunlarını pek geliştiremediklerini gördük. Özellik ile Metecan Birsen'in performansı tam bir hayal kırıklığı olduğunu söyleyebiliriz. İki yıl öncenin göz bebeği malesef düşüşte.
Turnuvada aldığımız Slovenya, İspanya ( 48 sayıda kalmamız) ve farklı kaybettiğimiz Sırbistan maçları gelecek için umutlarımızın kırılmasına neden oldu. Kazandığımız maçlarda (İngiltere ve farklı kazandığımız Ukrayna) yüreğimiz ağzımıza geldi.
Oynanan oyundan memnun kalmasak ta alınan sonuç göğsümüzü kabarttı. Bu gururu yaşattıkları için tebrik ve teşekkür ediyoruz.
Biz bunları düşünürken altın jenerasyonunun yaratıcısı Nihat İziç'ten basketbol iyiye gitmiyor açıklaması geldi. Acaba ne demek istedi şikayetlerini dinlemek isteriz. Madalyalarla dolu jenerasyonun nelerinden memnun değil acaba?
U18 Avrupa Şampiyonası ise hala devam ediyor. Şuanda 3 maçta 3 galibiyet ile üst tura çıktık. Ancak takımın kadro yapısı ve oynadığı oyun açısından eleştirilerimiz olacak. Bir kere bu sezonu çok iyi geçiren Umut Geçen'in kampa bile davet edilmemesi ve Egehan Arna'nın kadroya alınmaması bizim açımızdan kabul edilir bir durum değil. Çünkü bu takımın antrenörü bu sezon bizim kadar altyapı maçı izlemedi.
Diğer iki takımımızda ki sistemsizlik bu takımımızda da devam ediyor. Furkan Korkmaz'ın omuzlarına alışkın olmadığı kadar büyük bir sorumluluk binmiş durumda. Bütün oyun düzenimiz Furkan Korkmaz'ın yapacaklarına bağlı görünüyor. Çok iyi bir Dünya Şampiyonası performansından sonra berbat bir performans gösteriyor. Sakın sizi attığı sayılar kandırmasın yüzdesi çok düşük. Buda onu takip edenlerin gözünden kaçmıyordur. Geleceğini riske atıyor. Hiç alışkan olmadığı bir düzende oynuyor ve ister istemez yüzdesi düşüyor. Bence çocuğa da yazık oluyor.. Rusya maçında yaşadığı stres her halinden belli oldu. Umarım turnuvanın devamında böyle devam etmez.
Bir diğer konu turnuvaya tek guard Ömer Al ile gittik. Ömer Al Rusya maçında iyi oynadı ama ilk iki maçta sahada yoktu. Fiziki yetersizliği güçlü oyun kurucular karşısında zorlanıyor ve takımı da etkiliyor. Ömer Al'a da yazık 33 dakika sahada kalıyor. Aynı durum Ömer Faruk Yurtseven içinde geçerli. Yerine oyuna sokabileceğimiz oyuncumuz yok kadroda. Ömer Faruk Yurtseven'i çıkardığımızda dört numaraları beş numara üç numaraları dört numara oynatmak zorunda kalıyoruz. 20 sayı önde olduğumuz maçta 212 cm'lik Mümin Tunç'u oyuna sokamıyorsak neden kadroya alıyoruz? Banvit'in şampiyonluğunda en önemli oyunculardan biri olan Berişa 20 sayılık maçta 3 dakika süre bulabiliyor. İnanılır gibi değil.
Velhasıl U18 takımımız kadro mühendisliği ve oyun düzeni olarak gerçekten yanlışlar ile dolu. Ama Mustafa Derin oldukça kısmetli bir antrenör bu düzensizlikte bu yanlışlar ile yinede madalya almayı başarır. İzlemeye devam edelim bakalım neler olacak?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder