29 Kasım 2014 Cumartesi
TÜCCAR ANTRENÖRLER
Önce ki yazımda antrenörlerin yaşadığı zorluklardan bahsetmiştim. Bugünkü yazımda ise mesleğini ticarete döken antrenörlerden bahsedeceğim. Altyapı antrenörlerinin ülkemizde değer görmemesi sonucunda TÜCCAR ANTRENÖRLER ortaya çıkmış bir durumdur. Kuralsızlıktan denetleyecek bir kurum olmamasından ötürü kendi kurallarını koyan uygulayan bir meslek dalı olmuştur. Bir çok etik olmayan uygulamadan dolayı toplumda mesleği küçük düşüren, mesleklerine ihanet eden olaylardan bahsedeceğim. Çünkü bu uygulamalar yüzünden bir çok çocuğun spor hayatı başlamadan bitiyor. Aileler bu ortam ile başa çıkamayacakları için çocuklarını spordan uzak tutuyorlar. Böyle genç bir nüfusa sahip ülke malesef ki kötü uygulamalar yüzünden sporcu yetiştiremiyor.
Aslında TÜCCAR ANTRENÖRLER ikiye ayrılır. Basketbol Okulu adı altında çalışanlar. Aslında bu guruba girenler de her şey açık ve nettir. Aidat adı altında bir ücret ödersiniz ve bunun karşılığında çocuğunuz basketbol eğitimi alır. Size forma, şort çanta eşofman vb. satmaya çalışırlar. Katılacağınız turnuvalardan dahi ücret talep ederler. Hatta lisans çıkartmak için bile ücret alırlar. Sömestre ve yaz tatilinde basketbol kampı adı altında çocuğunuzu kampa götürmek isterler. Bu isteklere cevap veren velilerin çocukları hak etmese bile maçlarda daha fazla süre bulurlar.Yani anlayacağınız çocuğunuzun basketbol oynaması için karşınıza inanılmaz bir maliyet çıkar. Bu fedakarlığı yaptıktan sonra başka bir kulübe transfer olmaya kalksanız bir de karşınıza bonservis ücreti çıkarırlar ki nevriniz döner. Mahkemelere düşen spor okulu veli ilişkileri biliyoruz. İşin kötüsü bunca fedakarlıktan sonra çocuğunuzun oynama yaşı geldiğinde ve hayalini kurduğunuz spor kulübünün seçmelerinde elenirseniz hesap sorabileceğiniz hiçbir merci yasal yol yoktur. İşte o zaman yıllarca aidat almak için kandırılmış olduğunuzu anlarsınız. Ama daha önemlisi çocuğunuzun hayalleri yıkılmıştır.
Birde spor kulüplerinde yarışmacı olarak çalışırken ticaret yapanlar var ki bu arkadaşlarda kendi aralarında ikiye ayrılır. Çalıştığı kulübün oyuncuları ile pazarlık yapıp oynatma süresine göre veliler ile para ilişkisine girenler. Bu arkadaşlar özel ders adı altında yurt içinden veya dışından burs sağlama vaadi ile para alış verişine girerler. Çalıştığı kuruma ihanet ederler ama bizim ülkemizde altyapının önemi olmadığı için bir çok yöneticinin bu olanlardan haberi bile olmaz. Haberi olanlarda ortak olurlar. Veli bu durumu kulübüne şikayet bile etse sonuç alamaz. Hatta dışlanır ve hakkında dedikodu başlar. Çok karıştığı huysuz olduğu uyumsuz olduğu hakkında ileri geri konuşulur.
Ve elinde ki oyuncusunu bir başka kulübe pazarlamaya çalışanlar. Bir şekilde çalıştığı kurum ile anlaşmazlığa düşen antreörler yada haksız menfaat elde etmek isteyen antrenörler elinde ki gelecek vaat eden bir oyuncuyu daha iyi bir takıma gönderip kulübünün kazanması gereken ücreti kendileri almak isterler. Bunun için aile ile işbirliğine girerler. Kulüp yönetimine ailenin ayrılmak istediği bildirilir ve ikna edilir ise sessiz sedasız vergisiz bir kazanç elde edilir.
Yanlış insanlar her sektörde olabilir ama geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu arkadaşlar etik ve ahlaki değerlere özen göstermelidirler. Kulüplerimiz bu gibi durumlara müsade etmemeliler.Ve sahada hak edenin oynadığı bir ortamda spor yapmalı ve hayata hazırlanmalıdırlar.
Son söz; hepimiz bu gemideyiz birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Şapkayı önümüze koyup düşünme ve bazı şeyleri değiştirme zamanı. Yakında oynatacak çocuk bulamayacaksınız. Oynatacak çocuk bulsanız bile a takımlara gelen yabancı antrenörler altyapılara gelmeyecek mi sanıyorsunuz? Mesleğinize sahip çıkın gençlere de doğru örnek olun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder