30 Ocak 2015 Cuma




ANADOLU’DA BİR MELEK

Bu gün sizlere birini tanıtmak istiyorum. Bende sizlerle beraber tanıyacağım aslında.  Çünkü ilişkimiz yaşadığı şehrin her türlü basketbol aktivitesinde onu görünce, ‘’ Nevşehir’de senden başka adam yok mu?’’ diyaloğu ile başladı.  Adı Duygu Kannıcı Anadolu’nun bir köşesinde basketbol sevdası ile yanıp tutuşan çabalayan gece gündüz basketbol ile yaşayan bir antrenör, bir spor insanı.

Hikayesini okumanızı tavsiye ederim özellikle İstanbul’da burnundan kıl aldırmayan meslektaşlarına belki düşünme fırsatı verir., Hiçbir oyuncuyu beğenmeyen sürekli şikayet eden meslektaşlarına örnek olur umarım. 

1988 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesinde dünya ya gelmiş.  Ortaokulda basketbol ile tanışmış bana yazdıklarından anladığım kadarı ile ailede başka spor ile ilginen yok. Ancak Duygu’ya mani olmamışlar. İlk orta ve lise tahsil hayatı boyunca basketbol oynamış. Sonra yolu Muğla Üniversitesi’ne düşmüş. İlk yılında Bodrum Belediyespor’da oyunculuk yapmış. Antrenörü ile iletişim problemleri yaşadığı için daha o günlerde antrenör olmaya karar vermiş. Ve o yıllarda kendine yatırım yapmaya başlamış.

Okul bittikten sonra sözleşmeli olarak bir yıl Iğdır Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’n de çalışmış. Bir yılın sonun da Nevşehir’de bulunan açık üzerine yine sözleşmeli olarak Nevşehir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’n de çalışmaya başlamış. Bu  beşinci yılı. 12 dev adam basketbol okulları dahil farklı yaş guruplarında 6 altyapı takımının antrenörlüğünü yapmış. Hala da yapmaya devam ediyor. Dördüncü yılın sonunda yetiştirdiği oyuncular ile TKBL2’de oynuyor. 

 
Anadolu’da ki çalışma şartlarını İstanbul dışında çalışmayan antrenör arkadaşlar bilmezler ve burada ki şartlardan sürekli şikayet ederler.  Ancak Anadolu’da bir çocuğu basketbola başlatmak ve devam ettirmek ailesini ikna etmek gerçekten zordur. Aileyi ikna etseniz malzeme ve salonda çalışma saatlerinde zorlanırsınız. Ben, spor salonunu devlet dairesi olarak gören ve çocukların spor yapabileceği Cumartesi-Pazar günü kapatan ilçe spor müdürü gördüm.  Duygu Hoca bu konuda şanslı hiç olmazsa.  

Hele bir de bu çalıştırmak istediğiniz  kız çocuğu ise aileyi ikna etmek imkansıza yakındır. Çünkü o aileler yakın çevrelerinde böyle bir örnek görmemişler yaşamamışlardır. Sizin anlattıklarınıza inanmazlar. Size uzaydan gelmiş gibi bakarlar.


Duygu Hoca’nın kelimeleri ile bu zorluğu size aktarmaya çalışalım
‘’ Zorluk çıkaran velileri ikna etmeye çalışıyorum konuşuyorum, çocuklarının yetenekleri olduğunu kısıtlamamaları gerektiğini söylüyorum ve sonuçta basketbol günde 2 saatlik bir uğraş derslerini etkileyecek bir durum olmadığını anlatıyorum ve devam ederse bu işten para kazanabileceğini bu işi hem oynarken zevk alıp sevdiği sporu yapıp bunu profesyonelce yapabilecek bir ortama girebilmesi için çalışması gerektiğini anlatıyorum.’’


Duygu Hoca’nın birkaç kelime ile anlattığı bu durum hiç de tahmin ettiğiniz gibi değildir. İkna ettiğinizi düşündüğünüz aile ilk fırsatta tekrar vaz geçecektir. Bu bazen çocuğun hastalanması, bazen sıvlardan aldığı düşük not, bazen de eve geliş saati olarak önünüze gelebilir. Aylarca emek verip tam bir şeyler ortaya koymaya başladığında ailesinin baskısı ile basketboldan vaz geçen bir oyuncunuz olduğunu düşünsenize. İstanbul’da küçük takım yaşına gelmiş oyuncu bir sürü şeyi bilirken ve hatta antrenör arkadaşlarımız oyuncu beğenmez iken,  Anadolu’da küçük takım yaşında topu ilk defa eline alan oyuncular bulunur ise kendisini şanslı sayan antrenörler bulunmakta.  


Duygu Kannıcı bütün bu zorluklara rağmen yoluna devam eden, takımlar oluşturan bölge şampiyonalarına katılan bir antrenör.  Bu zorluklara rağmen yetiştirdiği oyuncular ile TkBL2’ye katılabilecek kadar başarılı bir takım oluşturuyor. Oyuncularını nasıl motive ettiğini yine onun kelimeleri ile

‘’ Alt yapıdaki şu anki kızlarıma ileride 2.Lig takımımızın oyuncuları siz olacaksınız orda siz yer alacaksınız diyerek onlara hedef koyduk. ‘’  Onları bir hayale inandırmış.  Ve yollarına devam ediyorlar.


Oyuncularına hedef koyarken kendisine de bir hedef koymuş. Kişisel hedefi kadın basketboluna oyuncu yetiştirmek olduğunu söyleyen Duygu Kannıcı, belki bir gün birinci ligde antrenörlük yaparım belli olmaz hayat ne getirecek bilmiyoruz diyor. Geleceğe umutla bakıyor.

Kendi kelimeleri ile kişisel kariyer planı:’’ Antrenör olarak hedefim beklide 27 yaşında ve bu işe 18 yaşından itibaren antrenörlük yapmaya İzmir-Ödemiş, Muğla-Bodrum, Iğdır ve halen Nevşehir’de devam ederek Türkiye’nin en doğusu ve en batısında yapmış, yaşamış biriyim. Çok erken yaşta bu işe gönül verdim sevdim istedim basketbol benim için yaşama sebebi nefes almak gibi ben buna inanıyorum bunu yaşıyorum ve inandığım her şeyi başardığımı düşünüyorum. Şuana kadar Nevşehir ili için yapabileceğim basketbol anlamında belki de her şeyi yapmış gibi gözükebilir ama ben daha farklı daha iyisini yapmayı istiyorum ve olacağına inanıyorum. Hedefim Kadın Basketboluna sporcu yetiştirmek oldu ve hep böyle devam edecek, İleride de 1.Lig de Kadın basketbolunda Head Coach’luk yapmak. Neden olmasın. Bir bayan antrenör olmak erkeklerden daha zayıf, güçsüz yada bilgisiz olduğun anlamına gelmez. Ben buna inanıyorum. Bunu Türkiye Basketbol Kadınlar Liginin en çok ihtiyacı olduğunu da düşünüyorum.’’

Nevşehir’de kendisine yalnız ve basketbol dolu bir hayat kuran Duygu Kannıcı hayatından memnun görünüyor. Zamanının tamamını basketbola ayıran biri olarak özel hayatını da kendi kelimeleri ile aktaralım
’’ Yoğun çalışıyorum evet bundan memnuniyetsizliğimde yok, aksine1 dakikamın boş geçmesi bana kayıp gibi geliyor. Özel hayatım açıkçası yok.  Nevşehir’de yalnız yaşıyorum. Tek yaptığım gerçekten basketbol, beni tanıyanlar bilir. Evli değilim olsaydım eşim boşayabilirdi, bu yüzden belki de olmuyor. Ailem İzmir-Ödemiş’te yaşıyor açıkçası aileme de çok bağlı değilim yada sporculuktan gelen yalnız yaşama alışkanlığı, basketbola aşırı düşkünlüğüm beni böyle yaptı. Şuan sadece Nevşehir ilinde basketbol antrenörlüğü yaptığım için bulunmaktayım. Boş zamanlarım şu aralar neredeyse yok gibi. Antrenman, maç sürekli bu şekilde yoğun bir tempoda geçiyor. Ama Türk Kahvesi içmeyi asla ihmal etmem’’

Benim gönderdiğim soruları bir turnuvadan Nevşehir’e dönüş yolunda okuyan, aynı gün 2.lig maçına ucu ucuna yetişip maçtan sonra da o yorgunluk ile gece yarısı cevap yazan biri Duygu Kannıcı. Bu kadar fedakarlığa rağmen kamu dairesine iş yapan taşeron firmada sözleşmeli antrenör olarak çalıştığı için maaşını tahmin edebilirsiniz. Yani sizin anlayacağınız İstanbul’da ortalama bir altyapı antrenörünün kazandığının beşte birinin altına çalışıyor. Sürekli şikayet eden ve hiçbir oyuncuyu beğenmeyen antrenör arkadaşlarıma duyurulur.  
Bu kadar fedakarlık yapan birini takdir etmemek onu sizlere tanıtmamak olmazdı.

DUYGU KANNICI'nın hikayesi belki; küçük dağları ben yarattım havasında dolaşan İstanbul’lu  meslektaşlarına bir şey ifade eder..

HER ŞEY GÖNLÜNCE OLSUN DUYGU HOCA.  

SENİN GİBİLER SAYESİNDE BU ÜLKEDEN UMUDUMUZU KESEMİYORUZ.

EMEKLERİNE SAĞLIK




1 yorum:

  1. Bu yazdıklarınız özet bile değil bu antrenorumuz için...hele ki yaşadığı zorluklar...basketbol aşkı anlatılamaz bile...yolu açık olacak...çalışıyor,araştırıyor ve uğraşıyor...emeğin karsiligini zaten manevi olarak alıyor...inşallah gün gelecek maddi olarak ta alacak...kaleminize sağlık... Ve duygu..kardeşim...yolun aydınlık,ayağına dolanan taşlara aldırma kay,düş kalk ve sakin yıkılma...allah emeğin karşılığını verendir unutma!

    YanıtlaSil