HAKEM FACİASI
Sezonun son turnuvasında resmen bir hakem rezaleti yaşandı. Önce ki iki turnuvada da benzer durumlar ile karşılaştığımızdan, uyardığımız hakemlerin yetersiz olduğunu yazdığımız da MHK duymamazlıktan gelmişti. Birazda kulüplerimiz sonuç alamamaktan pes ettiklerin dolayı itiraz bile etmiyorlar. Büyük bir kulübümüzün genel menajeri Ligtv görüntüsü ile yapılan itirazların bile sonuçsuz kaldığını dikkate alınmadığını söyledi.. Bu sebep ile kulüplerimizde makus talihlerine boyun eğiyorlar.
Bir sözümüzde 20'li yaşlarında boyunlarına düdük takılınca dünyayı yarattıklarını sanan bu hakem arkadaşalara; arkadaşlar kendinize çeki düzen verrin, çaldığınız her düdük ile oyuncuların ve antrenörlerin kaderi ile oynadığınızın farkına varın.. Harcanan emeklere yazık ediyorve bu insanların hayalleri ile oynuyorsunuz. Yazıktır günahtır basketbol sahası sizin egonuzu tatmin ettiğiniz alanlar değil..
'' Bugün 35 yıldır basketbolun her kademesinde emek vermiş bir spor emekçisi ve 2 oğlunu bütün olumsuzluklara göğüs gererek iyi insan ve iyi sporcu olarak yetiştirmek için mücadele eden bir anne olarak duyduğum şeylerden dolayı utanç ve pişmanlık duyuyorum.Kulüplerin isimleri hiç önemli değil..Sahadakilerden birisi de benim evladım olan 24 tane 14 yaşında basketbolcu olma hayaliyle yaşayan pırıl pırıl çocuk..Serbest atış sırasında banktan defense diye bağırdıkları için tam 7 tane teknik faul çalındı bu çocuklara.Koçları oyundan atıldı.Bu çocukların ve onları yetişenlerin verdikleri emeklere saygısızlık eden basketbol tarihinde bir leke bırakan boynunda düdük olan ama hakemlikten nasibini almamış iki kişi Abdullak İlik ve Nihat Çetine sesleniyorum.Lütfen yol yakınken bu düdükleri bırakın.Bugünün küçücük çocuklarının ve onlara emek verenlerin dahası yarının basketbolcularının, kulüplerin emeklerini ve hayallerini yıkmaya bu güzel sporu mahvetmeye hakkınız yok..''
''Ben Denizhan
14 yaşındayım.Basketbolu çok seviyorum.Bu sene TEOG sınavına hazırlandığım için çok zor günler geçirdim.Cumartesi-Pazar dahil her sabah 7.00 de okula/kursa gitmek için annem uyandırdı beni.Okuldan çıkar çıkmaz antrenmana koştum.Koçum Hüseyin abi ne derse yaptım.Bazen hasta bazen sakat ve yorgun olsam da hiç aksatmadım antrenmanlarımı..Çünkü hedeflerim hayallerim var..Sonra antrenmandan eve gelirken yollarda uyuya kaldım.Bazı akşamlar soru çözerken kitabın üzerine düştü kafam.Yorgunluktan yemek bile yiyemediğim oldu.Terli formalarını çıkaramadan uyuyakaldığım..Yine de pes etmedim.Çünkü basketbolu ve takımımı çok seviyorum.Bugün kısacık basketbol hayatımda hiç unutmayacağım haksızlıklar yaşadık takımca.Sırf faul atılırken kenarda tempo tuttuk diye hakemler bizi teknik faul yağmuruna tuttu..Koçumuzu ve Fikret Abi'mizi salondan attılar.Bu yaşta bu kadar zalimce cezalara maruz kaldığımız için çok yaralandık.Maçımız durdu polis abiler geldi...Ben basketbolun içinde olan herkesin birbirine sevgi ve saygı ile yaklaşacağı hoşgörülü eğitici ortamlarda spor yapmak istiyorum.Ben basketbolda kavga küfür ve çocukları tokatlayan antrenörleri ayıplıyor ve bu insanları aramızda istemiyorum.(Temsili yazıldı)''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder